20 Nisan 2011 Çarşamba

şarap'samak

evet bugünkü kelimemiz şarap'samak. üstündeki kesme işaretinin nedeni ne? diye soracak olursanız, şarap'ın özel bir içki olmasındandır derim size. şarap özeldir. her haliyle de güzeldir. dudak buran beyazıyla, damağı ekşiten kırmızısıyla, meyveli Şirince'siyle, her şişede ayrı bir 'lezzet'i barındıran köpeköldüreniyle...her haliyle de etkiler insanı. hem hüznün hem de neşenin içkisidir. kahırlanırsın içersin. sevgilin arkasına bakmadan gider, içersin. sonra vizeler biter, yine içersin. finalleri ''fuckingfailure'' (FF) almadan geçersin, bitirirsin, içersin. yaz gelir, içersin. kışın dayanılmaz soğuklar gelir, bu sefer sıcağını yudumlarsın şarap'ın. bir hikayedir gider, gelir. kadehler uzanır şişeye. bazen ağza diklenir kocaman bedeni Tanrı'sal sevgilinin. kafası da iyidir mahluğun. bir çarptı mı sağlam çarpar. akranı biraya pek benzemez. vodka, viski, martini gibi asla olamaz. herkes tarafından içilir şarap. dudakları morartır. sevgisinden mi artık, nefretinden mi allah kerim. sigarayla içeni de vardır. ben sek severim şarabı. hem şarap dediğin sek içilir. acılığıyla ve ekşiliğiyle dudakları burmalı ki içtikten sonra hatırlatmalı kendini. öyle kolayca atamayasın onu. ben burdayım desin. vazgeçilmezimsin şarap'ım. tüm yaşam sıvıları gibi sen de kırmızısın, beyazsın. şarap gibisin kadınım.

gece onikiden sonra
bütün içkiler şaraptır.

Cemal Süreya

15 Nisan 2011 Cuma

Haiku

I didn't know the names
of the flowers--now
my garden is gone.

Allen Ginsberg


ismini bilmezdim
çiçeklerin--şimdi
bahçem bile yok.

Çeviri: Göksenin Abdal
Bugün ilk günüm. Heyecanım var mı diye sorarsanız? Yok neden olsun. Öyle bir havalara da girmedim hiç. Son dönemde çok güzel gelişmeler oluyor hayatımda. Her şey istediğim gibi. Huzurluyum, mutluyum. Bir yığın iş ve iş teklifi geliyor. Ama sorun bana duygusal olarak nasılsın? diye. Boşum. Kocaman bir boşluk var içimde. Hayattan bezmiş, yılmış, akranlarım çıkıp gezerken eve kapanmış oturuyorum. Bundan sonra da böyle gider bu. Kim daha bu yaşta Ayvalık'ta evim olsa da gidip yaşasam diye hayal kurar ki? Ben kurarım mesela. O tozlu, arnavut kaldırımlı, dar sokaklarda yürümek isterim. Kış olunca ölgünleşen kent pazarında gezip dolaşmak, yaşlı teyzelerin yaptığı hamur işlerini yemek isterim. Onlarla dertleşmek, bir an olsun yılmadan geçirdikleri yılların hikayesini dinlemek isterim. Öyle işte...Daha bir yığın şey var içimde. İlk günlük bu kadar olsun. Devamı gelir ne de olsa.