7 Haziran 2012 Perşembe

sabah düşleri

göğsüne yasladı onun terli göğsünü. sırılsıklamdı bütün bedeni. yastık, saçlarından akan ter taneleriyle buluşup ıpıslak olmuştu. elleri tuzluydu terden. yüzünde ter tomurcukları birikmişti. onun bedeni kokuyordu elleri. teninde onun kokusu. gözlerinde onun gözü vardı vardı. dilinde onunki...göğüs uçları sertleşirdi hemen. iniltileri kulağında duyardı. nefes alış verişi hızlanırdı. içi ıslanırdı. bacakları titrer, baldırında istemsiz kasılmalar olurdu. dudaklarını öyle dişlerdi ki...kıpkırmızı kesilirdi dakikasında. gözleri kapalı olurdu hep. elleriyle çarşafı sımsıkı kavrardı. sımsıkı...saçları terden sırtına yapışırdı. omzuna değdikçe irkilirdi. yine yine tahrik olurdu gece boyu.

sabahın altısında uyandığında ortalık aydınlanmıştı çoktan. kediler gece avından dönüyordu. köpek çeteleri sokakları kolaçan ediyordu. çiçekler başını göğe doğru kaldırmaya başlıyordu. sabahçılar geçiyordu yokuştan bakkalın camlarına yansıyan akislerini  süzerek. 

bu sabah düşüne uyanmıştı. yanında kimse yoktu. oda sessizdi. duvarlarda nefes sesleri yoktu. kilit olmuştu aynalı dolap kapakları. 

gökyüzü su yeşiline çalıyordu. 

                      Morning Dreams, Susan Martin Spar